"Başörtüsüne Hayır!" diyenler, ne'ye "hayır" diyor?
Bazıları "başörtüsüne hayır!" diyor.
Sakın onların hepsini bir görüp onları kınamayın!
Onları iyi tanımak ve anlamak lazım.
Bu sloganı söyleyenleri üçe ayırmak mümkün.
Kim neye hayır diyor, bakın;
1. Başörtüsüne Hayır Diyenler:
Bunlar olaya kadın hakkı olarak bakıp,
belki başörtülü kızları korumak adına "başörtüsüne" hayır demektedirler.
Belki çoğunluk böyle...
Onlara biraz tarih, biraz din bilgisi ile başörtüsünü anlatabiliriz.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin de kararı biraz bu tarz bir karardır.
Avrupa, orta çağ karanlığında skolastik düşüncenin kıskacında
kadınlara karşı çok suçlar işlemişlerdir.
Kilise, kadını 2. sınıf insan olarak görüyor ve onu örtüsü ile aşağılıyordu.
Modern batı bugün kiliseye inat başörtüsü'ne hayır demektedir.
Halbuki bizdeki başörtüsünün geçmişi Avrupa'daki gibi karanlık değil.
2. Başörtülüye Hayır Diyenler:
Bunlar biraz önyargılı ve kötü niyetli kesim.
Belki azlar ama diğer çoğunluğu etkileyip
başörtüsüne karşı gelenleri "başörtülüye" karşı gelmeye götürmek istiyorlar.
Bunlar başörtüsünden öte "başörtülünün" kendisine karşılar.
Yani bu kızlar başörtüsünü açsalar dahi onları çekemezler.
Çünkü onlar için sorun başörtüsü takıp takmamadan öte o tip insanların kendisi.
çünkü o başörtülüler uzaydan gelmiştir. en iyi ihtimal iran'dan gelmiştir.
yani onlar insan bile değildir onlar için...
Yani başörtülüler ne yaparsa yapsın bu insanları ikna edemeyecekler.
Bu tipler orta çağda cadı avına çıkan ilkel cahil Avrupalılar gibi davranmaktadır.
Bu insanların kötü niyeti, diğerlerini kabul edememesi, çekememesidir.
Aslında bu insanlarda bazı kesimler tarafından kandırılmıştır, korkutulmuştur.
Bu kesimin en büyük korkusu,
o başörtülülerin bir gün gelip kendilerini kapatma,
hatta kellerini kesme ihtimalidir. bu ihtimal milyonda bir dahi olsa
bu onların saçmalamasına yetmektedir....
hatta bu kesimin öncüsü Hıncal Uluç, 2-3 yıl gibi bir zaman dahi biçmiştir.
Bu insanlar, önce kendilerini kandıran insanları görmeli, tekrar tarih okumalı,
Türkiye'yi, Türk insanını yeniden okumalı.
Ya da bir iki başörtülü ile arkadaşlık etmeli.
Belki o zaman başörtülülerin de kendileri gibi insan oldukalrını, acılarının sevinçlerinin
olduklarını göreceklerdir.
3. Başörtüsü Emrine Hayır diyenler:
Bu kesim en sinsi, en kötü niyetli kesimdir.
tüm diğer grupları etkileyip onları kullanan kesimdir.
Onların derdi ne başörtüsü, ne de başörtülülerdir.
Onları derdi bu başörtüsünüde kapsayan emirlerdir.
Yani dindir, İslamdır.
Ama onlar direk "İslam'a hayır!" diyemedikleri için
başörtüsüne, başörtülüye hayır demektedirler.
Bu şekilde taraf bulmakta, durup dururken insanları laik-anti laik gibi kamplara bölmekte.
Medya desteği ile de bunu körüklemektedir.
Tüm Türkiye'nin bu tip insanları, onların oyununu tanıyıp
uyanık olmalı.
Bu tip insanlar için yapılacak tek şey
hidayete ermeleri için Allah'a dua etmek.
Allah hepimize hidayet versin.
Ahmet Ercan | 0 Yorum | 6 Mart 2008 Perşembe 11:49
Sakın onların hepsini bir görüp onları kınamayın!
Onları iyi tanımak ve anlamak lazım.
Bu sloganı söyleyenleri üçe ayırmak mümkün.
Kim neye hayır diyor, bakın;
1. Başörtüsüne Hayır Diyenler:
Bunlar olaya kadın hakkı olarak bakıp,
belki başörtülü kızları korumak adına "başörtüsüne" hayır demektedirler.
Belki çoğunluk böyle...
Onlara biraz tarih, biraz din bilgisi ile başörtüsünü anlatabiliriz.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin de kararı biraz bu tarz bir karardır.
Avrupa, orta çağ karanlığında skolastik düşüncenin kıskacında
kadınlara karşı çok suçlar işlemişlerdir.
Kilise, kadını 2. sınıf insan olarak görüyor ve onu örtüsü ile aşağılıyordu.
Modern batı bugün kiliseye inat başörtüsü'ne hayır demektedir.
Halbuki bizdeki başörtüsünün geçmişi Avrupa'daki gibi karanlık değil.
2. Başörtülüye Hayır Diyenler:
Bunlar biraz önyargılı ve kötü niyetli kesim.
Belki azlar ama diğer çoğunluğu etkileyip
başörtüsüne karşı gelenleri "başörtülüye" karşı gelmeye götürmek istiyorlar.
Bunlar başörtüsünden öte "başörtülünün" kendisine karşılar.
Yani bu kızlar başörtüsünü açsalar dahi onları çekemezler.
Çünkü onlar için sorun başörtüsü takıp takmamadan öte o tip insanların kendisi.
çünkü o başörtülüler uzaydan gelmiştir. en iyi ihtimal iran'dan gelmiştir.
yani onlar insan bile değildir onlar için...
Yani başörtülüler ne yaparsa yapsın bu insanları ikna edemeyecekler.
Bu tipler orta çağda cadı avına çıkan ilkel cahil Avrupalılar gibi davranmaktadır.
Bu insanların kötü niyeti, diğerlerini kabul edememesi, çekememesidir.
Aslında bu insanlarda bazı kesimler tarafından kandırılmıştır, korkutulmuştur.
Bu kesimin en büyük korkusu,
o başörtülülerin bir gün gelip kendilerini kapatma,
hatta kellerini kesme ihtimalidir. bu ihtimal milyonda bir dahi olsa
bu onların saçmalamasına yetmektedir....
hatta bu kesimin öncüsü Hıncal Uluç, 2-3 yıl gibi bir zaman dahi biçmiştir.
Bu insanlar, önce kendilerini kandıran insanları görmeli, tekrar tarih okumalı,
Türkiye'yi, Türk insanını yeniden okumalı.
Ya da bir iki başörtülü ile arkadaşlık etmeli.
Belki o zaman başörtülülerin de kendileri gibi insan oldukalrını, acılarının sevinçlerinin
olduklarını göreceklerdir.
3. Başörtüsü Emrine Hayır diyenler:
Bu kesim en sinsi, en kötü niyetli kesimdir.
tüm diğer grupları etkileyip onları kullanan kesimdir.
Onların derdi ne başörtüsü, ne de başörtülülerdir.
Onları derdi bu başörtüsünüde kapsayan emirlerdir.
Yani dindir, İslamdır.
Ama onlar direk "İslam'a hayır!" diyemedikleri için
başörtüsüne, başörtülüye hayır demektedirler.
Bu şekilde taraf bulmakta, durup dururken insanları laik-anti laik gibi kamplara bölmekte.
Medya desteği ile de bunu körüklemektedir.
Tüm Türkiye'nin bu tip insanları, onların oyununu tanıyıp
uyanık olmalı.
Bu tip insanlar için yapılacak tek şey
hidayete ermeleri için Allah'a dua etmek.
Allah hepimize hidayet versin.
Ahmet Ercan | 0 Yorum | 6 Mart 2008 Perşembe 11:49
Yorumlar
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]